BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Atatürk’le ilgili soruyu, “Cumhuriyet Bayramı’nda veya 10 Kasım’da veya herhangi bir milli bayramımızda Atatürk’ü anmak bir Müslümanın üzerine düşen bir vazifedir. Bunu yapmamak bir vefasızlıktır, Müslümana yakışmayacak bir harekettir ve siz bunu yapıyorsunuz” diye cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “50 artı1” açıklamasıyla ilgili de konuşan Baş, “Benim kanaatim bugünden itibaren Meclis kürsülerinde de gördüğümüz üzere bir AKP – MHP kavgası resmen başlamıştır. Erdoğan’ın da zorladığı şey bu ittifak, Sayın Bahçeli’nin de zorladığı şey bu ittifak. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki kriz de buradan çıkıyor. Bir tarafta Bahçeli’nin bürokratları var, bir tarafta Erdoğan’ın” dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Meltem TV’de Orhan Dede’nin sunduğu Mercek programına konuk oldu. Programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Baş’ın açıklamaları şöyle:
“İsrail’e herkesin dur demesi gerekiyor. Hükümetin bu husustaki tutumu samimi bir tutum değil. Samimi bir tutum olsa, bu konuda gayret sarf etse ve bir sonuç alamasa buna diyeceğimiz hiçbir şey yok. Ben tutarlı olun diyorum. Boykot ediyorsan, protesto yapıyorsan, miting yapıyorsan hükümet olarak böyle bir tutum sergilemeye karar kıldıysan o zaman gereğini yapacaksın. Bugün hala İsrail’in savaş uçaklarının yakıtı Türkiye üzerinden gidiyor, İsrail’in pilotları Konya Ovası’nda eğitim görüyor. Burada toplumun gazını almış oluyorsun ama orada insanlar ölmeye devam ediyor ne yazık ki. Dolayısıyla ben buradan hükümeti samimiyete ve kararlılığa davet ediyorum.
“İlk aradan çıkarmaya çalışılan kimlik Atatürk’ün kimliği oluyor”
Diyorlar ki ‘Ey muhafazakâr kesim, sen eğer bu dine inanıyorsan Atatürk’ü kabul edemezsin.’ Diğer tarafa da ‘Ey Atatürkçü, sen Atatürk’ü seviyorsan, onun yolunda ilerliyorsan Müslüman olamazsın.’ Şimdi planın temeli buraya dayanıyor, yani ülkedeki insanı bölmek parçalamak. Cumhuriyet Bayramı’nda veya 10 Kasım’da veya herhangi bir milli bayramımızda Atatürk’ü anmak bir Müslümanın üzerine düşen bir vazifedir. Bunu yapmamak bir vefasızlıktır, Müslümana yakışmayacak bir harekettir ve siz bunu yapıyorsunuz. Ülkemizde ne yazık ki bazı hakim güçlerin, hani çok kullanılır, bazı dış güçlerin diyelim, Atatürk’le ilgili belli bir planlaması var, çalışması var. Çünkü Atatürk’le birlikte eğer biz o kimliğe, o değerlere, o ideallere olan bağlılığımızı, inancımızı, motivasyonumuzu kaybedersek, biz millet olma bilincimizi kaybediyoruz. Bizi millet yapan Atatürk’tür. Bizi kontrol etmek isteyen, bizi istediği gibi sağdan sola soldan sağa itmek isteyen hangi oluşum varsa ilk saldırdığı ve ilk aradan çıkarmaya çalıştığı kimlik Atatürk’ün kimliği oluyor.
“AKP-MHP kavgası resmen başlamıştı”
Erdoğan, seçilmek uğruna, 50 artı 1 onu çok zorluyor ve ‘bundan sonra en yüksek oy alanı cumhurbaşkanı yapalım’ demiyor aslında. Benim kanaatim bugünden itibaren Meclis kürsülerinde de gördüğümüz üzere bir AKP – MHP kavgası resmen başlamıştır. Erdoğan’ın da zorladığı şey bu ittifak, Sayın Bahçeli’nin de zorladığı şey bu ittifak. Ben bu olayı böyle okuyorum. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki kriz de buradan çıkıyor. Bir tarafta Bahçeli’nin bürokratları var, bir tarafta Erdoğan’ın. Ne yazık ki şu anda Türkiye belli güç odaklarının savaşına dönmüş durumda. Benim gözlemlediğim bu, benim 50 artı 1 tartışmasına bakış açım da bu.
Sayın Erdoğan da buna mukabil belli refleksler geliştiriyor. Yani bu olaya ‘Erdoğan seçim kazanmak için 50 artı 1’i kaldırıyor’ diye kesin bakmamamız lazım. Türkiye’de son 6-7 yıldır özellikle 2016 yılından sonra oluşturulmuş bir bürokrasi dengesinin tekrar kavgaya tutuştuğu bir ortam var. Bu da Türkiye için en acı verici ve en üzücü durum.
Bu ayrılık kolay kolay olmaz, o kadar iç içe geçmiş grift bir yapı var ki hükümette AK Parti ve MHP arasında. Bu çok ciddi çatırdamalarla ancak ayrılacak bir yapıdır. Kısa vadede bunun yapılacağını düşünmüyorum, hele ki yerel seçimler var. İki siyasi oluşumun da yerel seçimlerde belli hedefleri olacak. Dolayısıyla çok fazla toplum önünde bir şey yaşanmasa da ben şu an biliyorum ki ve eminim ki orada bir kavga başladı. Bu kavga Türkiye’nin belki de değişimi için yeni bir şans oluşması noktasında gelecek vadedeki bazı planları erkene çekecek bir kavgaya bile dönüşebilir. Çünkü geçmişte Sayın Bahçeli’nin hükümet ortaklığı yaparken neler yaptığını iyi hatırlıyoruz.”